Salı, Temmuz 15, 2025
spot_img
Ana SayfaTürkiyeViyana'da İletişim Başkanlığı tarafından "Zaferin Adı Türkiye” paneli düzenlendi

Viyana’da İletişim Başkanlığı tarafından “Zaferin Adı Türkiye” paneli düzenlendi

Avusturya’nın başkenti Viyana’da, “15 Temmuz Demokrasi ve Millî Birlik Günü” etkinlikleri kapsamında “Zaferin Adı Türkiye” paneli yapıldı.

Fotoğraf: Emre Kuvvet / MA

Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı tarafından düzenlenen etkinliğe, Türkiye’nin Viyana Büyükelçisi Gürsel Dönmez, Türkiye’nin Birleşmiş Milletler (BM) Viyana Ofisi nezdindeki Daimi Temsilcisi Prof. Dr. Mustafa Kibaroğlu, Ahi Evran Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümünden Doç. Dr. Burak Güneş, Avusturya’nın eski Ankara Büyükelçisi Klaus Wölfer, Avrupa Eğitim ve İletişim Derneği (ESEC) Başkanı Prof. Dr. Thomas Bauer ve Medya ve İletişim Uzmanı Dr. Harvey Dzodin katıldı.

Fotoğraf: Emre Kuvvet / MA

Açılış konuşmasını yapan Büyükelçi Dönmez, 15 Temmuz 2016 gecesi Türkiye’nin demokrasisi ve millî birlik ve beraberliğine bir saldırı yapıldığını anımsattı.

Dönmez, “Halkımızın, belki insanlık tarihinde çok örneği görülmeyen direnişiyle, iradesiyle ve kararlılığıyla bu karanlık gece atlatılmış oldu.” dedi.

Darbe girişimi sırasında Ankara’da bulunduğunu ve olaylara şahitlik ettiğini anlatan Dönmez, böyle bir olayın hem Türkiye’de hem de hiçbir ülkede bir daha yaşanmaması temennisinde bulundu.

İnsanlığın başına gelebilecek sorunlarda bir ve beraber olma iradesinin Türk milletinde fazlasıyla mevcut olduğunu vurgulayan Dönmez, bu milletin bir ferdi olmaktan gurur duyduğunu belirtti.

Fotoğraf: Emre Kuvvet / MA

“(Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın çağrısı) O andan itibaren FETÖ kaybetmiş, demokrasi korunmuştu”

Medya ve İletişim Uzmanı Dzodin, panelde yaptığı konuşmada, Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) barışı savunduğunu iddia ettiğini, ancak halkın yeni medya sayesinde onların masum sivilleri öldürdüğünü gördüğünü söyledi.

Dzodin, darbe girişimiyle mücadelede yeni medyanın etkili olduğunu ve FETÖ’nün sonunu getiren belirleyici anın ise Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın telefon üzerinden Türk halkına yaptığı “sakin ama kendinden emin çağrısı” olduğuna dikkati çekti.

Bu çağrının Türk halkını harekete geçirdiğini belirten Dzodin, o anlara ilişkin şu ifadeleri kullandı:

“Medya kanalları üzerinden doğrudan halka yapılan, sokağa çıkma ve demokrasiyi koruma çağrısı sembolik değil, gerçek zamanlı bir eylem çağrısıydı. Bu çağrı, yüz binlerce Türk vatandaşını harekete geçirerek kısa sürede FETÖ’cü darbecileri karşılarına alan halkın, tanklara ve askerlere direnmesini sağladı. O anda Cumhurbaşkanı Erdoğan sadece silahlı kuvvetlerin değil, parti ya da inanç ayrımı gözetmeksizin Türk halkının da komutanıydı. Ve o andan itibaren FETÖ kaybetmiş, demokrasi korunmuştu.”

Fotoğraf: Emre Kuvvet / MA

⁠”TBMM’ye saldırı acı vericiydi”

Avusturya’nın eski Ankara Büyükelçisi Wölfer ise darbe girişimi sırasında Ankara’da görevli olduğunu ve yaşananlara ilk elden şahitlik ettiğini anlattı.

Wölfer, Ankara’daki diğer büyükelçiliklerde de bir endişenin hakim olduğunu dile getirerek, 14 yaşındaki kızının, askeri uçakların alçak uçuş yaparken çıkan seslerden dolayı ağlamaya başladığını ve kızını bir tatbikatın gerçekleştiğini söyleyerek teselli etmeye çalıştığını kaydetti.

Bunun bir darbe girişimi olduğunu televizyondan öğrendiklerini ifade eden Wölfer, birkaç saat sonra ise kendilerine de uzak olmayan TBMM’nin bombalandığını hatırlattı.

Wölfer, bu olaydan AB ve Türkiye arasındaki ilişkilerin geliştirilmesi yönünde önemli dersler çıkarılması gerektiğinin altını çizerek, “Bir ulusun meclisi, şüphesiz halkın demokratik iradesinin en üst düzeyde ifade etme şeklidir. Bu nedenle, böylesine kutsal bir binaya silahlı bir saldırı düzenlendiğini görmek özellikle acı vericiydi.” dedi.

Türkiye’nin kurumsal yapısı hedef alındı

Ahi Evran Üniversitesi’nden Doç. Dr. Burak Güneş de 15 Temmuz darbe girişiminin yalnızca silahlı bir kalkışma olarak değil, Türkiye’nin kurumsal yapısını, demokratik meşruiyetini ve uluslararası hukuk düzeni içindeki konumunu tehdit eden çok boyutlu bir saldırı olarak değerlendirilmesi gerektiğini vurguladı.

Güneş, saldırının sadece belli başlı kurumlara yönelik değil, doğrudan halk iradesine ve anayasal düzene karşı organize bir müdahale olduğunu ifade etti.

Darbe gecesi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yaptığı çağrının devletin işleyişine yönelik güveni tazelediğini dile getiren Güneş, 15 Temmuz’un milletin demokrasiye sahip çıkma kararlılığının bir sembolü haline geldiğine işaret etti.

Fotoğraf: Emre Kuvvet / MA

Panelin ardından 15 Temmuz temalı fotoğraf sergisi düzenlendi, daha sonra ise “15/07 Şafak Vakti” filminin gösterimi yapıldı.

Fotoğraf: Emre Kuvvet / MA

Kaynak: İletişim Başkanlığı

RELATED ARTICLES
- Advertisment -

Most Popular

Recent Comments